ŞEHZADEBAŞINDA

P A Z A R P O S T A S I :

ŞEHZADEBAŞINDA

..

'Kızaran ufka selam

Süleymaniyeden beyazıttan

mutlaka olmak isterim

Gün doğmadan şehzadebaşında..'

der bir şiirinde Sezai Karakoç.

Ki bugün onun olmak istediği saatte gün doğmadan Şehzadebaşında idik.Ortalık sessiz ve sedasız. Adımlarken sokakları sessizliği ezanlar bitiriyor.

Üstadın vefatının 40.günü idi bu Pazar.Ve medfun olduğu Sehzadebaşında idik.

..

1992 sonbaharında Şehzadebaşının arka sokağında bir işhanının dairesinde ilk gördüğümü ve dinlediğimi hatırlarım üstadı.

Vefa yurdunda Modern Derviş Ömer Aydın ağabey arkadaşlara kitaplarını dağıtmış ve ilk konferansına götürmüştü bizi.İş hanının orta dairesine girdiğimizde 3-5 kisi idik sonra birkaç kişi daha katıldı sohbete.Ben bir parti lideri deyince kortejle,bir kalabalıkla gelecek diye beklerken kimsenin geldiği ve geleceği yoktu.Sobaya odun atmış ve yahu bu da yanmadı diye sitemkar,kendi kendine sokranan biri ateşi harlamaya çalışıyordu.Sonra birileri daha el attı.Ve soba yandı ortalık ısındı.

Derken Ömer abi nezaman gelecek Sezai bey dedim.

Dedi buradaya.iste sobayı yakıyor..!!

Sobayı tutuşlamaya çalışan o imiş.

Sonra masaya geçti ve konuşmaya başladı.

Şaşkın şaşkın ilk kez dinledim..

Sonraları Cağaloğlunda da sohbetlerinden istifade etme imkanı buldum.

Ve kitaplarını ve şiirlerini de okudum.

Ve uzun yıllardır gençlere Karakoç'un özlediği, Milletin Aydını olacak gençlere onu tavsiye ettim ve ediyorum.

...

Cihannüma derneğinin düzenlediği proğram ayrıca 1993 yıllarında kendisiyle tanıştığım ve dinlediğim ve kitaplarını okuma fırsatı bulduğum ve Karakoç'u çok iyi tanıyan ve anlatan değerli bir akademisyen Prof.Dr.Ersin Nazif Gürdoğan ile de sohbet etme imkanı bulduk. Nazif hocanın Görünmeyen üniversite,Teknolojinin ötesi ve diğer gezi yazıları vs.tüm kitaplarını da okumalarını gençlere tavsiye ediyorum. Sohbette yazar Recep Garip ve katılanların anıları da renk kattı.

Üstadın Millet caddesindeki ofisi şimdi sessiz.Belki sağlığı da daha çok görüşme imkanı da olabilirdi.Ama biraz ihmal ve biraz da üstadın son dem deki inzivai hayatı çoklarını uzak tuttu görüşmeden. Onunla görüsmek 80 üzerinde kitap ve konuşmalrıyla da mümkün zaten.Nasibi olana tabii.

...

Geçen günlerde sohbet için işyerime gelen gençlere Vefa bozacısına gitmeyen var mı? dedim.İstanbulda Hukuk okuyup Vefa'yı görmeyen gençler olduğunu gördüm.

Ve gençlere Vefa,Şehzadebaşı,Süleymaniye,Ayasofya, Sultanahmet ve civarını içeren bir turu derhal yapmalarını tavsiye ettim.

Bir kendi üniversitenizi ikincisi İstanbulun şahsı manevisini bitirme şansı size verilmiş.Bu lütuttan nasibinizi alın.Hem.okuyun ve hem de gezerek şahsiyetinizi olgun ve zenginleştirin lütfen dedim kendilerine.

..

Erken kalkan yol alır derler.

Erken kalkıp Sabah namazını camide cemaatle eda ederek tüm geceyi ibadetle geçirdik.Sabah namazda okunan Kur'anı dinledik ve edilen dualara âmin dedik. Komşularla iştirak ettiğimiz ortamda Âriflerle,şairlerle ve dostlarla buluştuk.İlim Yayma tekkesinde çorba içip bozacıyı da ihmal etmedik.

Yatıp kalsaydık ne olacaktı.

Sabahın bereketine nail olduk.

Insana biçilen ömür bellidir.Fakat o ömrü uzatmak ve bereketlendirmek insanın elinde. Yatıp kalsak ne olacaktı sanki..

..

Üstad Karakoç ve geçmişlerimizi rahmetle anarken Şehzadebaşında şiiriyle noktalayalım yazıyı.

...

'Gün de doğar gün de doğar

Bir gün mutlaka gün doğar

Gün doğmadan neler doğar

Gün doğmadan şehzadebaşında.'

...

Slm.ve dua ile..

YORUM EKLE