Kötüler mi iyiler mi… Dünya'da her zaman iyiler kaybeder, kötüler kazanır mantığı kabul gösterilmeye çalışılır. Öyle olmasa da olmuş gibi gösterilerek kötülüğün yolu açılarak kötülere bir nevi yalakalık yapılır. Halbuki...

Çocukluğumuzun en büyük kahramanıydı o… Tüm dünya üzerimize gelse bizim Cüneyt Arkın'ımız var diye korkusuz bir çocukluk yaşamamıza vesile oldu. Siyah beyaz televizyonlar sadece kasabalarda vardı. Akrabalarımıza gidersek ancak televizyonlardan...

Zamanımızda dostluğun dejenere olup, menfaatçiliğin ön plana çıkması toplumda güvenilirlik ve güzel işler yapmanın da önünü tıkamış durumda. Bu tıkanıklığı aşıp, bu olumsuz durumu arşınlayan gençlerin varlığı ileriye ümitvar...

Sözde değil, özde Atatürk(çü) olmak ''Z Kuşağı''nın en asli görevidir... Neden Atatürk ? Çünkü Metehan'dan günümüze Türk kimliğini korumaya çalışan ve bu mücadeleyi son nefesine kadar tüm varlığıyla taşıyan...

Her değer verilene biçilen teşekkür elbisesini bugün de Tıp Camiasının ‘'Beyaz Gömlekliler''' ine giydiriyoruz. 14 Mart Tıp Bayramı, halk dilinde doktor, tıp dilinde hekim olarak ömrünü hayat kurtarmaya adayan sağlık...

Ne strateji uzmanı diye belli bir tarafın sesi olmaya çalışanlar, ne de ülkem adına deyip tüm insanlığı tehlikeye sokanlar gibi bakmak ! Önce tüm yaşananlara bir vicdan muhasebesini kalbine işleyerek bakmak en doğru kararı vermenin en ön...

Bekle de gör diye bir söz var… Bekledik, hem de tüm dünya olarak bekledik ve gördük. Bir üçüncü dünya savaş çığlığı gibi yankılandı ilk saldırı haberleri…Konuya vakıf olan da konuşuyor olmayan da, sadece konuşmacının isminin...

Daha unutmadık... Dün gibi hafızalarımızda o esk Türk yapımı diziler... Çok izlerdik,lakin içten içi bizi bozan, dış dünyaya işte sizin istediğiniz Türkiye oluşmak üzere dercesine tv ekranlarına kilitlendiğimiz günler çok uzakta kalmadı....

Sanat ile sanatı icra edenin bir terazide sanat ile sanatını icra ettiği halka bakış açısı onun karakterini ortaya koyar. Merhum halk ozanımız Neşet Ertaş bunu hem eserlerinde hem de yaşamında net bir şekilde ortaya koymuştur. Halkının...

''Bir siyasi parti görevlisinin herhangi bir terör örgütüyle bağının olması, asla kabul edilebilecek bir davranış değildir''…. Ne kadar doğru ve yerinde bir söz değil mi ? Herkim olursa olsun, siyasi yeri ve tarafı önemli...

Hani hep bir hayalin, yada aklınızdan geçen faydalı bir tasarımın bir yerlere yazılı ve görsel olarak hazırlanıp kabul görülmesi için verilen taslaklar vardır.… Belki uzun zaman üzerinde çalışılan, fikir üretilen ya da birkaç grup...

10 yıl önce Van depreminde enkaz altında kalarak şehit olan öğretmen Oktay TÜRKOĞLU'na hitaben kaleme aldığım serbest bir yazıyı sizlerle paylaşıyorum.. Yıllar çok şey alıp götürse de bazen öyle şeyler kalıyor ki geride, unutmak...

Yıl 1980'ler... Eylül darbesinin ardından o çetin yılların rüzgarlı atmosferinde okul yoluna düşmüştük. O zamanlar yollar bu kadar kolay aşılmıyordu. 10 kim'lik yol bu günlerin 100 kilometresine bedeldi. Bir yandan yol telaşı...

Hani bazıları ‘'lafla peynir gemisi yürümez'' derler… Bazen de ‘'söz gümüş ise sükut altındır'' diyor. İşin aslına bakarsanız ‘'sözü gediğine koymak'' bu...

Yıllardan beridir yazıyor çiziyoruz, lakin gittikçe bir piranaya benzeyan teknoloji bizi düşünmekten de alıkoyuyor. Aslında bir nevi düşünce sistemimizi de kemiriyor. İnsanoğlu yaradılışından itibaren kendini koruma dürtüsüyle hareket...

Muallakta kalan her düşünce insana acı verir, kahır verir ve akabinde ümitsizlik aşılar. Bu düşünceler insan hafızasında olduğu gibi sosyal yapıyı da böler ve bir araya getirme formüllerini de gittikçe tüketir. Tıpkı yarım yüzyıldır...

Rahmetli ERBAKAN hocanın bir sözü vardı… Kur'an-ı Kerim Ayetlerinden, ‘'Hak geldi, batıl zail oldu''…Bunun tefsir de ki karşılığı; De ki; ‘'Hak geldi batıl yıkılıp gitti ! Zaten batıl yıkılmaya mahkumdur''...

Bir ülkede ‘'ADALET'' ölçüsünü anlayabilmek için kahin olmaya gerek yok. Her alanda örnekler karşınıza net olarak çıkacaktır. Başlayalım efendim, aracınızla otobandasınız… Gayet normal bir şekilde kurallar çerçevesinde...

Taliban'ın Afganistan'da ülke yönetimini ele geçirmesi ''dünya gündemi''nde tartışılırken ''bizim pencere'' olaylara dört gözle, lakin ''kör nokta''ya bakmakla meşgul… Bilindiği...

Bugünleri ileride hatırlayıp ah vah etmemek için, dün Azerbaycanlı şair Bahtiyar Vahapzade'nin yazdıklarını bugün okuyalım... Okuyalım ki, kaybedilen değerlerin kıymetini kaybetmeden anlayalım. Bahtiyar Vahapzade, 1973 yılında şarkı...

Antalya Manavgat derken, Muğla Marmaris'ten gelen görüntüler ciğerlerimizi cayır cayır yaktı. Bir yakan haberde bir devlet büyüğünün can kaybı yok sözleriydi... O kadar ağaç, o kadar orman ve o ormanlarda milyonlarca canlı...

Pandemi dönemi diyoruz lakin, bu dönem belki de bir başka dönemi geride bırakacak. Özellikle Z Kuşağı sesleri yüksek bir frekans dalgasıyla ilerliyor. Bu gençliği ikna etmek şöyle dursun, söz anlatmakta güçlük çekiyorsunuz. Peki...

Yine bir istismar... Ve yine ÇO-CUK-LAR... Feci olansa; istismarı yapanlar ANNE ve BABA... Peki ama hep yapan ve yapılanı konuşuyoruz. Kafamıza göre ceza veriyor, ahkam kesiyoruz... Nasıl böyle bir şey yapılabiliyor ? Akıllar...

Duayen gazeteci Yılmaz Özdil yine  düştüğü çıkmazdan başkalarından alıntılarla kurtulmak istiyor. Bir miktar dini bilgisiyle ahkam kesenlerin, bocaladıklarında Hz.Muhammed ve evliyaların sözlerinden kendine kalkan yapması gibi. Bizler...

Acaba gündemi sarsan bu gazeteci mafya ilişkileri önceden yok muydu !!! Ya da gazeteci, siyasetçi ilişkileri... Veya gazeteci işadamı ilişkileri... Diyoruz ya hani, "temiz siyaset, temiz toplum ve temiz medya" diye... Nasıl olacak peki... İşini...

Ciddi işler zaman alır derler ya, bazen bir basitliği ciddiyete bulaştırırsın sonra işin ciddiyetini anlatabilmek için binler takla atarsın, lakin fayda vermez. İki yıla yaklaşan ve dünyayı kasıp kavuran Covid19 salgını sağlığımızın...

Dünya yeni bir viraja girdi. Kimileri savrularak, kimileri rölantide, kimileri de hazırlıklı olarak. Bu virajın ilerisi virajdan daha tehlikeli gibi görünüyor. İnsanlık, dün yapılanları at gözlüğüyle izlerken, bugün dijital gözlük en...

 Yıl 1990'lar.... Yer Ankara Öğretmenevi... O dönemler Türkiye Sakatlar Derneği İstanbul Şube'de basından sorumlu yöneticiydim. Rahmetli Başbuğumuz Alparslan Türkeş bey Engellilerin Siyasete girmesi konusunda...

Kılık kıyafete takılıp halkı aydınlatmaya çalışan onlarca karanlıklar var aramızda.. Bir doktor, bir hakim ve savcı her neyse; giydiği cübbesiyle objektiflere poz verirken mutlu bir gülümseme yerleşir yüzüne; aynı...

Yeşil-Beyaz... Süt ve ona özünü veren yeşilin bir arada olduğu bir renk kardeşliği... Geçmişten bu güne en küçük bir katkı sağlayana teşekkür etmekte bir Amasyalı olarak nezaketende olsa görevimizdir. Dün Ahmet, bugün Mehmet ne farkeder...