Milliyetçilik Ve Ülkücülük

Türkiye'de siyasal milliyetçilik 1903 yılında Yusuf Akçura tarafından yazılan Üç Tarz-ı Siyaset adlı makalenin yayınlanması ile başlar. Bundan önce Sultan III. Selim'e kadar uzanan bir tarihçe verilebilirse de siyasal anlamda başlangıç Yusuf Akçura ile başlar. Türkiye'de milliyetçiliğin öncüleri Kırım-Kazan kökenli aydınlardır. Bunun nedeni ise Kırım ve Kazan bölgesinin batı ticaret ve siyaseti ile tanışmasının 17. yüzyıl'a dayanmasıdır.

Ziya Gökalp

Osmanlı toplumunu oluşturan İslam, Rum, Ermeni ve Yahudi "millet"lerini ortak bir ulusal kimlik altında bir araya getirme düşüncesi 1839 Tanzimat Fermanı'na damgasını vurdu ve 1850'lerden sonra güç kazandı. Osmanlı seçkinlerine göre devlet, ancak bir "Osmanlı milleti"ne dayandığı takdirde ayakta durabilir ve canlanabilirdi. Osmanlı milleti padişahın sembolik egemenliği altında, ortak bayrak, marş ve simgelere (örneğin fes) sahip olacak, din ve dil ayrımı gözetmeden toplumsal birliği gözetecekti.

Osmanlılık fikri bir yandan egemen İslam toplumunda, diğer yandan imparatorluğun Hristiyan unsurlarında direnişle karşılaştı. 1860'larda Namık Kemal öncülüğündeki Genç Osmanlılar, İslam ümmetinin geleneksel ayrıcalıklarını gayrımüslimlerle paylaşmayı reddeden bir milliyetçilik türünü savundular. Gayrımüslim toplumları içinde de, Osmanlı Devleti'nden koparak ayrı ulusal varlıklar oluşturma fikri taraftar topladı. Önceleri daha çok Rum toplumunu etkileyen ayrılıkçı akımlar, 1878 yenilgisinden sonra imparatorluğun diğer gayrımüslim halklarına da yayıldı.

Ziya Gökalp'in fikri önderliğini yaptığı Türkçülük, İttihat ve Terakki'li meşrutiyet ve daha sonra cumhuriyet döneminde ön plana çıkmıştır. Ziya Gökalp, Türkçülüğün Esasları adlı kitabında millet kavramını dil ve kültürel birlik olarak tanımlar, ırkçılığı reddeder. Ziya Gökalp kültür ve uygarlık ayrımı yaparak Türk halkının kültürel ve dini değerlerini koruyup geliştirmesini ve batı uygarlığına geçmesini savunur. Ayrıca kapitalizm ve sosyalizm yerine Durkheim'in sınıfsal iş birliği düşüncesini savunur.

1930'larda ve 1940'larda ise Türkçü-Turancı düşüncenin en radikal sözcüsü Hüseyin Nihal Atsız idi. Atsız 1931-1932 yılları arasında Atsız Mecmua'yı, 1933-1934 ve 1943-1944'te de Orhun: Aylık Türkçü Mecmua'yı yayımladı. 1939'da Bozkurt dergisini çıkaran Reha Oğuz Türkkan ile 1943'te Samsun'da Kopuz adlı Türkçü dergiyi başlatan Fethi Tevetoğlu bu dönemin diğer Turancı fikir önderleri arasında bulunuyordu.

1969 yılında CKMP'nin Milliyetçi Hareket Partisi'ne dönüşmesiyle Türk-İslâm Ülküsü'nün şekillendirdiği ülkücülük ortaya çıkmış oldu.

Selametle .

YORUM EKLE