Hayvan (!) Deyip Geçmeyin...

Dostluğun en güzel örnekleri her daim yaşam alanlarımızda bizleri gerçek manada anlayan hayvanlar dünyasında yer edinmiştir. Bu konular birçok ödüllü filmlere konu olmuş yaşanan hikayelerle doludur. Bu filmlerden beni en çok etkileyen de Bir Köpeğin Hikayesi (Hachiko ) olmuştur.
Kimilerine göre rastlantı, kimilerine göre tesadüf denilse de ben her zaman bu gibi örnek yaşamların tevafuktan kaynaklandığını düşünenlerdenim.  Çünkü rastlantılar ve tesadüfler asla birbiri içine ilmek ilmek işlenmiş konuları alanında barındırmaz. Bir yerden mutlak kopukluk ve aykırılık çıkması çok muhtemeldir. Lakin tevafuk asla öyle değildir, tıpkı bir roman ve hikayenin yazılışı gibi başlangıç, orta ve sonu içerir. 
İşte böyle bir senaryo Hachiko'nun bir Profesörle hikayesi...
Her ne kadar bir film olsa da bu filmlerin yaşanan hayatlardan kesitler sunduğu aşikardır. Ben bu durumu birebir yaşayanlardan biri olarak filmden de oldukça fazla etkilendim. 
Köyümde yaşadığım yıllarda birçok köpeğimiz oldu, bunun yanında diğer farklı hayvanlarımızda. Anlıyacağınız en küçük karıncadan en büyük hayvanımız olan ineklere kadar muhatap olduğum canlı varlıklarımız vardı. Bazen bir karıncayı sudan boğulmaktan çıkardığım, bazen de bir kelebeğin suya düşmesiyle ıslanan kanatlarını kuruttuğum günler oldu. Öyle ki bazen bahçemizde koyunların karınlarına başımı koyup onların geviş getirmeleriyle uyuduğum zamanlarda oldu. Yaşanan güzellikler yanında acıları da yaşadığım anlar oldu. Bir çoban köpeğinin ufacık çok sevdiğim köpeğimi gözlerimin önünde boğmaları ise aklımdan çıkmayan en kötü anılardan bir tanesi.
İşte gördüğünüz üzere, yaşadıklarımız hayat koridorlarında bizlerle yaşayan diğer canlıların olduğu aşikardır. Bu doğanın her ne kadar kanunu gibi görünse de bu tevafuki yaşamı bizlere sunan kainatın yaratıcısı Allah'tır.
Bizler eğer ki yaşamak için mücadele ediyorsak, yaşatmak ve korumak içgüdüsü de fikre sahip olan insan için en gerekli davranış olmalıdır. Öyle ya bazen yaşamak için o canlıların hayatlarına son veriyoruz. Onları hizmet aracı olarak kullanıyoruz. O halde alacaklı biz değil onlar olmuyor mu ?
Tüm bu yaşam koridorundan çıkın...
Evet evet çıkın ..
Bir de şu anlamsız ve cahilce yol alınan yaşam koridoruna uğrayın..
Sokakta o canlılara eziyet edenler, tekme atıp binbir işkenceye maruz bırakılan kedi,köpek ve daha nice hayvanlar...
Acaba bu ikinci koridorda insanlığın yerini düşüncesiz ve akıldan yoksun bir başka canlı mı almış durumda.
Birinci yaşamsal koridorla ikinci koridor arasında bir mutasyon mu gerçekleşmiş.
Bana sorarsanız o bazılarının dilinde olan ama benim asla kabul etmediğim evrimleşme bu olsa olsa gerek...
Temelde değil, düşünce ve sapkınlıkta değişim...
Sağlıcakla kalın....

 

YORUM EKLE