Football Geyiği

Türkiyede kanser vakalarının artışında Milli takımın da katkısı var mıdır? Araştırmalı..!;)

Milli maç olduğunda bir türlü umursuzca yan odaya geçip çekirdek çitleyenlerden olamadım. Gerçekten şu yaşa geldik,bir milli maçı da rahatça izlediğimi hatırlamam. Milli takımdaki psikoloji çok ilginç. Eğer San Marino, Kosova benzeri bizim bir ilçe nüfusu kadarla oynuyorsak yahu bu da takım mı diye zorlanıyoruz, Almanya, İspanya vs. oynarsak zaten yelkenleri başta indiriyoruz. Anlayacağınız hep kahır..

Peki nüfusu 5 milyonu bulmayan ülkeler başarı sağlarken 90 milyona yakın bu ülke bunu neden yönetemez ? ..... 1980'ler. Çocukluğumuz mahalle maçlarıyla geçti. Oynadığımız okul sahası topraktan ve altıgen duvarlarla çevriliydi. Binbir zorlukla edindiğimiz futbol topu, ki şimdilerde evlerde çocukların oynadığı plastik top,o da ilk maçta duvarların üstündeki dikenli tellerde patlar ve yarılana dek patlak bir şekilde oynar idik. Kale iki adet taşın arasıydı. Top bu ikisinin arasından geçerse gol, taşların üstünden geçerse Taşüstü, yandan geçerse dışarda. Üst direk zaten yok. Kalecinin boyu ne ise üst direk o kadar. Literatür bu..! Ayakkabı kara lastik veya çok azımızda Mekap ayakkabı. Futbollla tanıstığımda Hoçiç, Seydiç idi GS'nin forvetleri. Maçları radyodan dinlerdi abilerimiz. Biz de peşlerine takılırdık. Cereyanlar kesikse traktörün aküsüne bağlanır yine de maç dinlenirdi. Mahalle maçları çok çekişmeli ve zevkli idi. Daha sonra köyler arası maçlar ve kaymakamlık kupası maçları ve amatör maçlara da şahit olduk. Futboldan o zaman ki amatör karşılaşmalardan aldığım tadı Ali Samiyen dahil hiçbir profesyonel maçtan alamadım desem yeridir.

Ortaokulda okul takımında oynadım. Bir maçta rakibe attığım bir gol de aldığım hazzı anlatamam. Fakat bir hafta sonu antreman için kalktığımda babam, abimin futbol nedeniyle rahatsızlandığı ve liseyi yarım bıraktığı inancı ile beni ilçeye göndermedi. Ve bu yüzden kulakları çınlasın Deniz hoca Beden eğitiminden notumu diğerleri 10 olmasına rağmen 7 olarak belirleyerek hıncını aldı, bunu da unutamam.;)  Lise yıllarında ilçede kaymakamlık kupasında bizim takım belediye otobüsü ile, rakip takım kamyona doluşup gelmiş.Kamyonun arkası da odun,sopa dolu.Tezahüratlar davul zurna eşliğinde. Gol olunca davulcu daha bir kaideli,ahenkli çalıyor nedense. Acıktıysan dumanları türübüne doluşan üçayaklı arabasıyla köfte ekmekçi köşede ve içecek evyapımı limonata. Stadyumun adı: Boğatamı. ..... Şimdilerde; Çocuklar spor yönünden de çok şanslı. İki çocuğumu götürdüğüm Başakşehir Spor klübünde bile 500 civarı futbol adayı var şu an. Birçok antrenör keyifle ve fedakarca emek veriyor. Aileler ekseriyetle futbol olmak üzere Voleybol, Basketbol, uzakdoğu sporları olmak üzeee hafta sonları çocuklarını klüplere taşıyorlar. Veli profili ve bilinci de çok değişmis durumda.. Futbol yalnızca Futbol değil artık. İspanyol dikta Franko ülkeyi 3F ile yönettim demişti: Fado, Fiesta., Football. Modern dediğimiz dönemde de esasında hayat aynıyla sürüyor. Futbol bir bağımlılık. Bu bilinmesine rağmen Futbol artık milyarlarca bütçeli büyük küresel bir organizasyon ve ülkelerin kendini bir ifade aracı. Ve futbol hiç olmadığı kadar yetenek, kondisyon,motivasyon ve iyi yönetim gerektiriyor. Artık Futbol kamuoyu, her şampiyonaya katılmak değil, çeyrek finali zorlamayan hiçbir takım,futbolcu,antrenör ve yönetici bizim gözümüzde başarılı değildir artık inancında. Bunu yapamayan topçu başkasına yer vermeli,süreci yönetemeyen yönetici ve teknik kadro derhal istifa edip emaneti teslim etmelidir. Futbol sahalarında 6 yabancı kuralı tekrar gelmeli ve en azından 5 yerli oyuncu sahada kalıp tecrübelenmeli ve her yıl belli bir sayı futbolcu yurtdışına transfer olmalı ve en az 5 yıl geri dönmemelidir. Giden gemileri yakmalı.

Futbol yabancı istilasından kurtulmalı ve ancak tecrübeli veya keşfedilen genç yeteneklere yer verilmeli. Almanya,Fransa hollanda takımları bile , çikolata renkli topçularla dolu.. Siyahi kas ve iskelet sisteminden de -devşirme- istifade şart.. Ve yerel klüp takımlarının birbirine üstünlüğü ve neticede birisinin 1.bitirmesi de bu toplum için sıradan kalmış ve heyecanı kalmamıstır..Uluslararası başarı getirmeyen ve başarısı dönen tüm takımlar bizim için sıradandır. Kuşkusuz ülkemizde insan kaynağı ile ön plana çıkıyor.20 milyona yakın eğitim çağında olan genç nüfusuyla çıtamız ve memnuniyet sınırımız yüksektir biline. Mazeret yok! ....

Ülkemizde herkes futbol konusunda konuşur. Biz halkız tabii konuşacağız ve işte konuştuk. Ama bunu iş olarak yapanlar başarılarıyla konuşmak zorundalar. Ve neticeten, bu konuda seyircilere karın ağrısı çektirmeyen, yani kanser etmeyen, alın teriyle emeğini karan ve seyir zevki veren görüntüsüyle, hedef organizasyonlar olan Avrupa kupaları ve şampiyonası ve tabii dünya kupalarında yerini alan ve mücadele veren bir milli takım ve klüp takımları görmek istediğimizi söyelemek isteriz. Çok mu istedik...?!?! Slm.ve dua ile..

www.alimetin.av.tr

YORUM EKLE
YORUMLAR
Gönül Hayati Özkan
Gönül Hayati Özkan - 3 yıl Önce