Evrensel Günah Keçileri !

Aslına bakarsanız bu halk arasında tabir edilen ''Günah Keçisi'' ile uzaktan yakından alakası yok. Sadece gündem şaşırtmak ve politik hesaplara hayalperestlik katma açısından bir doğaçlama stratejisi.

Peki nereden çıkardın derseniz...
Bu tezimi doğrulayacak o kadar yaşanmışlıklar var ki, bırakın doğrulamayı ülkelerin dış politikasında bu bir moda akımı haline gelmiş durumda...
Hatırlayın Iparta'da düşen ve içinde bilim insanlarının bulunduğu uçak...
Siyasetçi Muhsin Yazıcıoğlu'nun ve bereberindekilerin bulunduğu helikopter kazası...
Yine bir siyasetçi Recep Yazıcıoğlu vakası...
Eşref Bitlis'in içinde bulunduğu askeri helikopterin düşürülmesi..
Ve asla son olmayacak vakalardan Ukrayna yolcu uçağının İran sınırlarında düş(ürül)mesi...
Adım adım adaletsizlikler kanunlaştırılmaya, can almalar doğal bir durum halinde gösterilmeye yol alıyor. Belki bazılarının ''üzerimize tepkisizlik ilacımı serpiştirildi'' yada ''efsunlaştırıldık mı'' gibi sözleri dilimize dolamamıza sebep olan bu türden vakalar..
Diyor ya şair, ''Biz ne bilek gardaş, böyükler bilir'' işte öyle bir dersin öğrencileri konumuna geldik.
Bu ve buna dair vakaların üzerine kişisel ve toplumsal manadaki doğaçlama yanlışlıkları da katarsak, gülüyor gibiyiz ağlanacak halimize...
Aslında var bu işlerin içinde başka işler diyebilecek gibiyiz, lakin diyemiyoruz.
Dünya dönen bir dolap, ışığı güneş ve ay malzemesi coğrafya yolcusu tüm canlılar...
İnsan çok düşünür lakin hiç düşünmez bir varlık misali her şeyi tesadüflere bağlar, sebepler ve sebepleri oluşturan halkalara hiç göz atmaz. Olmuşsa olmuş der geçer zamanın farkındalığına. Halbu ki bu farkındalığın ta kendisidir insan.
Öyle bir an gelir olmadık konular üzerinde tezler hazırlanır zaman harcanır ve olanca hızla bulgular peşine düşülür, biri piramitler peşinde koşarken, yakın cenahımızda Göbekli Tepe Esrarı çözülmeye çalışılıyor.
Peki ya çözülemeyen asıl sırların akıbeti ne olacak.
Varlık aleminin olmazsa olmaz insan kavramında şekilden öte bir durum yok mu sizce ...
İnsanı bazen büklüm büklüm spiraller şeklinde bugünlere getirirken, dümdüz bir şeklin oluşmasında hiç mi Yaradan farkedilmeyecek.
Sonra kalkıyoruz Rockefeller Ailesi, Morgan Ailesi, Suud Hanedanlığı, Rothschild Ailesi, Baruch ailesi, Walton Ailesi, Murdoch Ailesi, Oppenheimer Ailesi gibi maddiyatla dünyayı dize getirmeye çalışan aileleri konuşuyor ve bunlar varken bir şey yapamayız diye ağzımıza bant yapıştırıyoruz.
Sonrası yukarıda belirttiğimiz faili bilinen meçhuller hakkında ciltler dolusu kitap yazsakta hukuk açısından bir adım ileri gidemeyecek bilgiler paylaşıyoruz.
Şimdi anlıyorsunuz umarım geçmiş destanların neden hikaye kalıbında kalmayıp destanlaşmasının nedenlerini..
Bir Deli Balta'nın nasıl Deli Balta olduğunu, Bir Köroğlu'nun nasıl ve neye göre nam saldığını, cihanşümul padişahların nasıl  cihana hükmettiklerini bir nebze olsa düşünür beyin yorarsınız umarım.
Bir Bamsı Beyrek olmasa bir Sultan Osman olurmuydu diye düşünen kaç kişi çıkar acaba...
Sonra kalkıyorsunuz 50 yılda yapılamayacakları 17 yılda yapan bir lidere sırf kendi tarafından olmadığından başarısız damgası vuracak seviyesizliğe düşüyorsunuz...
Hakkı hakedene vermezken, hakkı güç ile gasp edenlerin hayatlarını okuyup, o koltuklarında çay kahvesini keyifle yudumlayanlar acaba sol alt tarafındaki vicdanlarının sesini hiç dinliyorlar mı.
Biraz Bamsı Beyrek gibi olsanız bakın içinizden nice Osmanlar çıkaracaksınız.
Günah Keçileri ile uğraşmayın artık. Keçiler o kadar çoğaldı ki, günah bulmakta zorlanıyor bu keçiler...
Saygılar...

YORUM EKLE