Dosta Korku, düşmana güven vermek….

Piyasalar salgın hastalığın ve ona bağlı sosyal yaşamla ekonomi politikalarının çemberi içerisinde daralmış vaziyet aldı. Bu sorunlu ve zorunlu vaziyet, siyasilerin yanlış adım atmalarında; ülkelerini geri dönüşü olmayan ekonomik sıkıntılara sokacaktır. İşte bu nedenle bu dönem ‘’ya tutarsa !’’ gibi rastgele politikaların zamanı değil. Rastgele diyen acemi balıkçı gibi değil; havayı ve denizi kontrol edip balığın yönünü takip eden profesyonel balıkçılar gibi davranmak zorundayız.

Kısa ve öz olarak anlatmak istediğim gerçek şu; Dünya ülkesi olabilmek için büyük ülkelerin attığı yemlere oltayı çevirirsek işte o zaman o acemi balıkçıların durumuna düşeriz. Tıpkı dijital para politikasında gariban işçilerin olaya balıklama dalıp, sazan gibi ağlara takılması misali… Sonrası kendi halinde yaşamını sürdüren esnaf ve işçinin kendine göre büyük kayıplar sonrası intiharın eşiğine gelme durumları…

Dünya ekonomisine ayak uydurma modasını hala kafamızdan atamamışız, Merkez  Bankası Başkanı Kavcıoğlu’nun açıklamaları trajikomik ekonomisi batan bir ülkenin tiyatro sahnesinde canlandırılan başkanı misali… Faiz oranlarının düşürülmesi ve CDS (kredi risk oranı) puanının yüksek olması konusundaki açıklamaları ise tam bir muamma…

Evet dünya bir ince çizgiden geçiyor, ülkeler büyük bir sallantı içindeler. Dünya ekonomisi zayıf ülkelerin üzerinden sağladıkları ekonomik güçler ile dengelerini koruyorlar. Bu sallantı içerisinde durumu net olmayan ülkelerden biride ülkemiz… Alınan önlemler, gerçekleştirilen önlem paketleri ve ekonomik alt yapı ne yazık ki dosta korku düşmana güven vermeye devam ediyor.

YORUM EKLE